
Mitolojik dönemde tanrılara haber taşıyan üç kağıt , hile , tüccarların , hırsızların haber tanrıçasıdır.
Hermes , doğduğunun ilk günü kardeşi apollon’a hırsızlık tezgahı yapacak kadar gözü dönmüştür.
Hermes; o bir sahte , yalan , manipülasyon haberinin diğer adıdır. Gerçeklerin ters yüz edilmesi onun işidir.
Hermes kendi döneminde ( mitolojik ) habere dair ne varsa tüccarların , zalimlerin , kötülüklerin tanrıların çıkarları için yapmıştır.
Peki bugün tek kutuplu dünya , yeni dünya düzeni blokların yıkıldığı , soğuk savaşların bittiği , yerine uzay çağı denildiği ama daha çok haksız savaşlar , daha çok yoksulluk , adaletsizlik , halklar arsında düşmanlıklar.
Tüm bunların uzay çağı , bilgi çağı adı altında yapılması tam bir komedyadır. Evet, tüm bunlar olup biterken , dünyanın gidişatını sütliman gösteren ve böyle olduğunu inandırma çabasında olan kapitalist düzenin yılmaz savunucusu tekelci medya devlerinden başkası olamazdı.
Her gün yalan pompalayan , çalma-çırpmayı kutsayan , insana dair bütün erdemleri ve onuru ayaklar altına alan . bireyi kutsayan ama insana aykırı değerler ile , toplumsal hayatın kolektifliğini yitirmiş , modası geçmiş şeyler olduğunu , yalanı her gün yaptıkları şeylerdir.
Burjuva medyası üretmiş olduğu bu kültür ile insanı yabancılaştırarak , felsefi olarak insanı tüketiyor.
Bilgi çağı dedikleri , aslında günümüz dev medya kuruluşlarının çağıdır . Neo – Hermes dönemi de diyebiliriz bu çağa.
Bakalım şöyle bir uzaktan yakına , dünyanın bir ülkesinde olup bitenlere , ülkemize , yaşadığımız şehre , işyerimize , okulumuza , evimize , neler yaşıyoruz , neler yapıyoruz. Duyduklarımız , okuduklarımız , gördüklerimiz , sayısız TV kanalları , gazeteler , radyolar … kısacası Neo – hermesler ‘in ellerinde çıkan haberler.
Günümüz tekelci medyasına karşı , çok güçlü bir eleştiri yapan bir kitap var elimizde .
Türkiye ve Ortadoğu forumu vakfı , özgür üniversite kitaplığının güncel sorunlar dizisinden , öteki yayınevinden çıkmıştır.
Hermes’i sorgulamak yada medya eleştirisi isimli kitap , günümüz Neo – hermes’i inceliyor ve anlatıyor.
Kitap 1998 de yayımlandı. Çokta yeni olmasa da , güncelliğini korumasından dolayı yenidir. Zaten okunmamış her kitap yeni değil mi ?
Kitap toplam yedi bölümden oluşuyor. Bugünün medyasının kendi araçları ile , insanları işten arta kalan zamanda , hoşça vakit geçirecekleri , konuşacak sözleri olacak bir şey olarak nasıl inandırdığını çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor.
Medyanın , kültür emperyalizmini nasıl üretip dağıttığını , kültür emperyalizminin iki türlü amacı olduğunu ( ekonomik ve siyasi ) , kültür ürünlerinin piyasalarını ele geçirmek , kültürel bilinci şekillendirerek hakimiyet kurması , kapitalist devletin ideolojik aygıtı olarak medyanın kitleleri kültürel olarak bombardımana tutarak hükmün nasıl elde edildiğini kitabı okuyunca görebiliyoruz.
Haberin , bilginin tekelleşmesi ile onun gerçekliğini ve inandırırcığını yitirmesi. Bugünkü haber kaynaklarının yüzde doksanının , 5 medya devinde toplanması.( CNN , BBC , anf , reutars ,CBS ) .
Ayrıca , televizyonun gündelik hayatta insan üzerindeki tahribatını güzel bir örnek ile açıklıyor. Bir Amerikan vatandaşı yılda ortalama 1200 saat TV seyrederken , buna karşın yılda sadece 5 saat kitap okuduğunu belirtiyor.
Aslında Amerika’daki bu araştırma sonucu TV tüm insanlık için bir trajedidir desek abartmış olmayız.
Tek tipleşmeye övgüler düzen medya , insan (lık ) ın beynine üniformalar giydiriyor. Tek tip üniformalarla gerçekliğin bertaraf edilmesi , sadece objektif olanın değil , sübjektif olanın da imhası anlamını kazanıyor .
Geçtiğimiz yıl bir savcı , basının ilgilenmiş oldukları bir dava için , haber ve bilgi adına ortaya saçılanlar için güzel bir benzetme yapmıştı. “ bilgi kirlenmesi “
Gerçektende bugünkü medya aslında bilgi kirlenmesinden başka bir şey yapmıyor. Faruk Arhan , temel Demirer , Umur Hozatlı , özgür Orhangazi , Sibel Özbudun ‘un kaleme almış olduğu kitap okunmalıdır diye düşünüyorum.
Not : Arkadaşlar hepimiz kitap okuyoruz . Az ama çok okuduklarımızı sitemizde tanıtım adına , eleştiri adına , paylaşım adına yayınlasak nasıl olur ?
Nesim AVESTA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder