Tokat zamanıdır kardeşlerim! / Erdal Karasansar

İstanbul’un varoş semtlerinde oturan vatandaşlar, şu günlerde, bir yanda yaz mevsiminin bunaltan sıcaklarıyla boğuşurken diğer yanda da AKP hükümetinin dağıttığı bedava kömürlerden faydalanmaya çalışıyor.

Kömür dağıtımları, kış mevsiminde alışkın olduğumuz manzaralar arasındadır, ancak yaz aylarının hemen başında ve genel seçim öncesi yapılan bu dağıtımlar, akla “AKP seçim yatırımına başladı” düşüncesini getiriyor.

Politikaya yıllarını vermiş bir büyüğümüzle bu konu üzerine sohbet ederken, “Dağıtılan bu kömürler oy olarak geri döner mi?” diye sordum.

“ Niye dönmesin ki!”, dedi ve devam etti:

“Türkiye’deki alt tabaka, uzun yıllar boyu yoksulluk sınırının çok altında olan cüzi ücretlerle geçimini sürdürmek zorunda bırakıldı. Buna ek olarak aldığı eğitim ve sağlık hizmeti her zaman kalitesiz oldu. Bir taraftan karın tokluğuna çalıştırılırken diğer taraftan da verilen kalitesiz eğitim sayesinde cahil bırakıldı. Bu şartlarda gelişen ve oy kullanabilecek aşamaya gelen Türkiye yoksulu, çok basit vaatlerle kandırılabilmekte.

Bugün en küçük yardımlara muhtaç hale getirilen bu yoksul halk kitlesi, İslamcı ve dindar olduğunu söyleyerek iktidara gelen AKP hükümetine:

— 1 Mart Tezkeresi’ni meclise niye getirdin? Diye sormaz.

- Türk Telekom’u Yahudi şirketine niye sattın? Diye sormaz.

— Ben günde 12 saat çalıştığım halde, yıllar boyu sadece aç karnımı doyurabiliyorken senin oğlun nasıl gemi sahibi oldu? Diye sormaz.

Ve bunların arkasına dizilebilecek birçok soruyu sormaz!

— Sormazlar çünkü başta ekonomik ve kültürel olmak üzere her yönüyle geri bırakılmışlardır.

— Sormazlar çünkü karın tokluğuna çalışarak geçim savaşı veren bu insanlar, başka bir şey düşünemez hale getirilmişlerdir.

Sevgili dostum, sorduğun soruya tekrar gelirsek; dağıtılan bu kömürler çok yazıktır ki! dağıtım yapan partilere oy olarak dönebilir.

Ha dileğim, insanımızın dağıtılan kömür torbasına, pirinç, un, yağ ve şekere bakarak oy vermemesidir, ama ülke gerçeğimiz belli sevgili dostum! Ülke gerçeğimiz belli!”


Evet, politikacı büyüğümüzün dediği gibi;

Ülke gerçeği belli!

Peki, bu gerçek hepimizin gözü önündeyken, “Allah” diyen, “Peygamber” diyen, “Adalet” diyen, “Cumhuriyet” diyen, “Eşitlik” diyen onca kurum, kuruluş ve insan, neden bu gerçeği tersine çeviremez!

Çok mu zordur bunu başarmak?

Sağcısı, Solcusu, Dincisi bu sorum hepinize, topluca yanıt verin;
Bu ülke gerçeği mutlu ediyor mu sizi?
Bir başka soru; hangi engel, inanç ve emeği harmanlayarak yola çıkan bir insanın önünde durabilir?

Büyüklerim, kardeşlerim bunun cevabını ben vereyim;

İnançla emeğin önü her zaman açıktır!

Bu ikisi olduktan sonra aşılamayacak engel yoktur; önce başaracağına inanacaksın sonra da emek vereceksin.


Şimdi tekrar soralım; yukarıda anlatılan ülke gerçeği neden tersine dönmez?

O kadar siyasi parti, o kadar iktidar geldi geçti bu ülkeden, “İnsanım” diyenin üstüne yakışmayan o “İğreti”, o “Ucube elbise” niye çevrilemiyor tersine?

Çok mu zor?

Yoksa samimiyet eksikliği mi var?

Ey ülkemin yoksul bırakılmış insanları;

Bu sorulara yanıtınız, “Samimiyetsizlikse” eğer,

— Yıllar boyu sırtınıza binenlere,

— Sizleri komik asgari ücrete mecbur bırakanlara,

— Varoşları size lüks villaları kendilerine layık görenlere,

— Kömür ve erzak torbalarıyla oyunuzu almaya çalışanlara sandıkta atın tokadı!

Kaynak:
www.haberonline.net

Hiç yorum yok: